Gerçek öteki kendi kimliğimizi tanımlamada ve inşa etmede önemli bir referans noktasıdır ve uzaklarda aranmamalıdır, gerçek öteki yakınımızda olup onu ötekileştirerek kendimizi tanımladığımızdır. Şeyla Benhabib
Yakına gelerek saflığı bozma tehlikesi oluşturan öteki olmakta ve hatta düşman olarak konumlanmaktadır. Nilüfer Göle
Bu filmi izlemeden 15 dakika önce bu cümleleri okuduğum kitapta fark ettim ve buraya yazmak istedim. Niçin? Harika bir film izledim. Gerçekten de bir yaşam öğretisinin çok güzel idealize edilip ve metaforlaştırılarak anlatıldığına şahit oldum. Başrolün kendini tanıdığı bu filmde en başındaki toyluğu ve hala pembe gözlüklerle baktığı yaşamdaki hamlığını kendimde de hissettim. Aynı bir yıl önce kendime verdiğim sözlerle o da hamlığını belirtmişti. Dünya’yı kurtarmak. Peh ne büyük bir iş! Bugün fark ettim bu yeryüzünde böyle bir görevin bana ait olmadığını ve bunu asla bildiğim ve hak ettiğim için yapamazdım. Hep aklımda dönüp dolaşan şu ayetler beni bunları yazarken de yalnız bırakmadı. Şems 7-8 ’’insan benliğini düşün ve onun nasıl (yaratılış) amacına uygun şekillendirildiğini ve nasıl ahlaki zaaflarla olduğu kadar Yaratıcı’sına karşı sorumluluk bilinciyle de donatıldığını!’’ Bu ayetler benim için çok anlamlı. Yaşamım boyunca bildiğim tabumu yıkmamda bana yardımcı oldu. Hep kötülüğün Tanrı’dan değil de İblis’ten bana verildiğini ve şuçlayacak biri olduğunda Şeytan’ın işi deyip geçiştirip durdum yaşamımın geri kalanını. ama bu ayette bana bahşedilen iyiliğin ve kötülüğün Tanrı’dan verildiğini anlayana dek. Bu filmde tekrar buna şahit oldum. Ares. Yaşamın anlamını bulmaya gayret ettiğim şu zamanlarda bunun sağlamasını ve anlamlı olduğunu düşünmem sadece O’nu anarak, O’na secde ederek, O’na düşünerek başarabiliyordum. Evet. her daim aklımdan gitmeyecekti insanı yeryüzünden yok etmek... Ares söylediği çoğu şeyde haklıydı. Ama olay haklı olmakla ilgili değilmiş bir kez daha anladım. Olay inanmakmış meğerse bize sunduğu kavramlar içerisinde gerçek olanlara. Sevgi. bu filmle bu kelimenin beni neyden yaratıldığıma tekrar kanaat getirmemi sağladı. Hep yapmak istediğim bir şeyi yaptı başrol. Yaşamın ve dünyanın tadına tekrar bakabilmek ve keşfetmek. Hep sorduğu sorularda gülümsedim ve tekrar kendimi buldum. Devam etmeliydim. Çünkü bana harika bir değer verilmişti. ’’Devam et ilerisi şuankinden hep daha hayırlı olacak.’’ Son sahnede ’’Burada kalıp buranın daha iyi bir yer olabilmesi için savaşıp fedakarlık ediyorum.’’ cümlesi ise gerçekten burada olmamızın gayelerinden en önemlisi. Ne işim var burada? Niçin buradayım diye kendime her sorduğumda Şems Suresinin 7-8-9-10 ayetlerini hatırlatacağım kendime. Sen de hatırlat dostum. Bir iraden olduğunu, etrafında olan biten çoğu nedenin önüne sürüldüğü bir dünya’da Ares’in insanlar hakkında söyledikleri aklına gelsin.’’...Kulaklarına fikirler, ilhamlar, yeni formüller, silahlar fısıldadım. Ama kullanmaları için ben zorlamadım. Savaşı kendileri başlattı. Tek yaptığım kendilerini yok etmelerini umarak bağlı kalamayacakları bir ateşkes planlamak oldu. Ama asla yeterli olmadı. Ta ki sen gelene kadar...’’ Yok olmanın eşiğinde de olsan Kim sana bağlı kalacağın bir ateşkes sunuyorsa O’na teslim ol ve diğerlerine ’’Ben geldim.’’ diyebil. İşte bu iradedir dostum. Bu seçimi yapabilecek kapasiteye hep sahiptin ve sahipsin. Başrolün gerçeklerle kendi gözleriyle anın içinde yüzleşebilme cesaretini kendinde de görüyorsan bil ki bu dünyada sahip olduğum ne var sorusuna şu yanıtı kendi verebilirsin. İrade. Ben bir iradeye sahibim. Evet bunu söyle kendine ve yeniden başla.
Bana harika bir müzik kazandırdığı ve o müzikle bunları hatırlamamı sağlayacağı için bu filme teşekkür ediyorum. To Be Human-Sia feat. Labrinth. Bu müzik, listenizden hiç eksik olmasın. Birbirimizi tanımak için bu müziğe ihtiyacımız var. Selametle kalın. :)